Hadislerle ölüm

Peygamber Efendimizin (ASM) ölümden bahsettiği hadisler

(Ölümü anmak, günahlardan korur.) [İbni Ebiddünya]

(Ölümü anmak sadaka vermek gibi sevaptır.) [Deylemi]

(Ölümü çok hatırlayanın kalbi ihya olur, ölümü de kolaylaşır.) [Deylemi]

(Ölümü çok anmak, insanı dünyadan çeker, günahlardan sıyırır.) [İbni Lâl]

(En akıllınız, ölümü çok hatırlayan, ahiret için azık toplamakta acele edendir. Ölümü çok hatırlayan dünya ve ahiret saadetine kavuşur.) [Taberani]

(Lezzetleri yok eden, ağız tadını bozan, ümitleri kıran ölümü çok anın! Ölümü darlıkta düşünen rahatlar. Bollukta düşünen, lüzumsuz işten, israftan kaçar kanaatkâr olur.) [İ. Hibban]

(Allah’tan utanan, ölümü düşünmeden yatmaz, haram lokma yemez, zinadan kaçar, dilini, gözünü ve kulağını haramlardan sakınır, öldükten sonra çürüyeceğini düşünür.) [Taberani]

(Ölümü anmak, günahlardan korur ve dünyadan [Allahü teâlânın rızasına mani olan her şeyden] alıkoyar.) [İbni Ebiddünya]

(Demir paslandığı gibi, kalbler de günahla paslanır. Kalblerin cilası ölümü çok hatırlamak ve Kur'an-ı kerim okumaktır.) [Beyheki]

“Ölümü çok anıp günahlardan kaçanın kabri, Cennet bahçesi olur. Ölümü unutup günahlara dalan kimse kabri de Cehennem çukuru olur." (Süfyan-ı Sevri)

Bir zatı çok övdüler. Orada bulunan Resulullah efendimiz, (O kimse ölümü hatırlar mı?) buyurdu. (Ölümden söz ettiğini duymadık) dediler. (Ölümü anmayan değerli olmaz) buyurdu. (İ.Ebiddünya)

***

Peygamber Efendimiz (ASM) şöyle buyurmaktadır:
Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümden çokça bahsedin!
Hadîsin mânâsı: 'Onu anmakla lezzetleri bulandırın ki lezzetlere olan meyliniz kesilsin. Dolayısıyla Allah'a yönelmiş olasınız!'

Peygamber Efendimiz (ASM) şöyle buyurmuştur:
Eğer hayvanlar, ölüm hakkında ademoğlunun bildiğini bilseydiler, insanlar onlardan semiz bir et yiyemezlerdi.3

Hz. Âişe (r.a) şöyle sordu: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Şehidlerle beraber hoşrolunacak bir kimse var mı?' Peygamber Efendimiz (ASM) cevap olarak şöyle dedi:

Evet! Yirmi dört saatte yirmi defa ölümü anan bir kimse!4

Bütün bu faziletlerin sebebi; ölümün anılmasındandır. Ölümün anılması da aldanış evinden uzaklaşmayı ve ahiret için hazırlıklı bulunmayı gerektirir. Ölümden gaflet ise; insanı, dünya şehvetlerine dalmaya davet eder.

Peygamber Efendimiz (ASM) şöyle buyurmuştur: Mü'minin hediyesi ölümdür.5

Bunu şu hikmete binaen söylemiştir: 'Dünya mü'minin hapishanesidir'.6

Çünkü mü'min,dünyada nefsinin şiddetinden,şehvetlerinin riyazetinden, şeytanın müdafaasından ötürü sıkıntıdadır. Bu bakımdan ölüm onun için bu azaptan kurtulmaktır. Kurtuluş ise, onun hakkında hediyedir;

zira Peygamber Efendimiz (ASM) şöyle buyurmuştur:
Ölüm her müslüman için kefarettir.7

Buradaki müslümandan, hak yönünden müslüman, doğruluk yönünden mü'min olanı kasdetmiştir. Bu öyle müslümandır ki müslümanlar onun elinden ve dilinden emindirler. Onda müminlerin ahlâkı görünür. O, günahların sadece küçükleriyle kirlenir. Büyük günahlardan korunup farzları yerine getirdikten sonra ölüm onun küçük günahlarını temizler ve kefaret olur.

Atâ el-Horasanî8 şöyle diyor: Peygamber Efendimiz (ASM) bir meclisin yanından geçti. O mesliste kahkaha sesi yükseldi. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
- Meclisinizi, lezzetleri bulandıranın anılmasıyla katıştırın!
- Lezzetleri bulandıran nedir?
- Ölüm!9

Enes'in rivayetine göre Peygamber Efendimiz (ASM) şöyle buyurmuştur:
Ölümün zikrini çokça yapın! Çünkü ölümü anmak günahları siler. Dünyayı gözünüzde küçülterek kıymetsiz kılar.10

Ayırt edici olarak ölüm kâfidir!11 Vâiz olarak ölüm yeter!12

Peygamber Efendimizin (ASM) mescide çıktı. Bir grubun konuşup güldüklerini gördü. Bunun üzerine şöyle dedi:
Ölümü hatırlayın! Nefsimi. kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki eğer benim bildiğimi siz bilseydiniz az güler çok ağlardınız.13

Hz. Peygamberin yanında bir kişiden övgüyle bahsedildi. Bunun üzerine Peygamber Efendimizin (ASM) şöyle sordu:
- Arkadaşınızın ölümü hatırlaması nasıldır?
- Biz onun ölümden bahsettiğini hiç işitmedik!
- Öyleyse arkadaşınız övdüğünüz gibi değildir.14

ibn Ömer (r.a) şöyle diyor: Hz, Peygamberin yanıma geldim. O esnada Ensar'dan bir kişi Hz. Peygamber'e 'Ey Allah'ın Rasûlü! İnsanların en akıllısı ve en şereflisi kimdir?' diye sordu. Hz. Peygamber şöyle dedi:

Ölümü en fazla ananlar ve ölüm için en fazla hazırlık yapanlardır. İşte onlar akıllıların ta kendisidirler. Onlar dünyanın şerefini ve ahiretin kerametini elde etmişlerdir.15

Ashab'ım ve Alimlerin Sözleri
Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Ölüm, dünyayı rezil etti! Hiçbir akıllıya, onunla sevinmeyi bırakmadı!'

Rebî b. Hayseme şöyle demiştir: 'Mü'min kişinin beklediği hiçbir meçhul Onun için ölümden daha hayırlı değildir'.
Yine şöyle demiştir: 'Kimseyi benden haberdar etmeyiniz! Beni Rabbime doğru bir çekişle çekiniz'.

Hukemadan biri ihvanından bir kişiye şunları yazdı: 'Ey kardeşim! Ahirete varıp orada ölümü temenni etmeden önce, şu dünya evinde ölümden sakın!'

Ebû Bekir Muhammed 'İbn Sîrin'in yanında ölümden bahsedildiğinde onun azalan dumura uğrardı' demiştir.

Ömer b. Abdülazîz her gece fakîhleri bir araya getirir, ölümün, kıyamet ve ahiretin müzakeresini yapar, sonra sanki önlerinde bir cenaze varmış gibi ağlardı.

İbrahim et-Teymî şöyle demiştir: 'İki şey vardır ki benden dünya lezzetini kestiler: Ölümün bahsi, Allah Teâlâ'nın huzurunda hesap için durmak!'

Ka'b şöyle demiştir: 'Kim ölümü tanırsa onun için dünyanın musibet ve üzüntüleri kolaylaşır!'

Mutarrıf16 şöyle diyor: Rüyamda, birinin Basra camiinin ortasında şöyle dediğini gördüm: 'Ölümün anılması, Allah'tan korkanların kalplerini parçaladı. Allah'a yemin ederim onları sersemlemiş olarak görüyorum'.

Ebû Hânî Eş'as17 şöyle demiştir: 'Hasan Basrî'nin huzuruna giriyorduk. Bu bakımdan o huzur ancak ateş bahsi, ahiret emri ve ölümün zikri idi!'

Safiyye18 (r.a) şöyle diyor: "Bir kadın Âişe'ye kalbinin katılığından şikayet etti. Âişe şöyle dedi: 'Ölümü çokça zikret! Ölümü çokça zikret! Kalbin rikkate gelir'. Kadın da Âişe'nin dediğini yaptı ve kalbi rikkate geldi. Sonra gelip Âişe'ye (r.a) teşekkür etti".

Hz. İsa'nın yanında ölümden bahsedildiğinde onun derisinden sanki kan damlardı.

Hz. Davud'un yanında ölüm ve kıyametten bahsedildiğinde mafsalları birbirinden ayrılacak dereceye gelinceye kadar ağlardı. Rahmeti andığında kendisine gelirdi!

Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Ölümden sakınmayan ve ölüm için üzülmeyen akıllı bir kimse görmedim'.

Ömer b. Abdülazîz bir âlime 'Bana nasihat et!' dediğinde, o âlim 'Sen ilk ölecek halife değilsin!' dedi. Ömer 'Daha fazlasını söyle' dedi. Âlim 'Aba ve ecdadından Âdem'e varıncaya kadarölümü tatmayan hiç kimse yoktur. Senin sıran da geldi!' dedi. Bunun üzerine Ömer hüngür hüngür ağladı.

Rebî b. Hayseme evinde bir mezar kazmıştı. Her gün o mezara birkaç defa gireryatardı. Böylece ölümü anmayı devam ettirirdi. O derdi ki: 'Eğer ölümün zikri kalbimden bir saat ayrılırsa, kalbim fesada uğrar'.

Mutarrıf b. Abdillah b. Şuhayr dedi ki: 'Muhakkak bu ölüm, nimet ehline nimeti bulandırmıştır. Bu bakımdan içinde ölüm olmayan bir nimet arayınız!'

Ömer b. Abdülazîz, Anbese'ye hitaben 'Ölümü çokça an! Zira eğer geniş maişetli isen, ölümün anılması, senin için onu daraltır. Eğer dar maişetli isen genişletir demiştir.

Ebû Süleyman ed-Dârânî şöyle diyor: Ümmü Harun'a 'Ölümü sever misin?' diye sordum. Cevap olarak 'Hayır' dedi. 'Neden?' dedim. 'Eğer bir insana isyan edersem onunla bir araya gelmekten hoşlanmam. O halde Allah'a isyan ettiğim halde O'nunla buluşmaya nasıl razı olayım?' dedi.

3) Beyhâkî
4) Taberânî
5) İbn Ebi Dünya, Taberânî ve Hâkim
6) Müslim
7) Ebû Nuaym, Hilye; Beyhakî,Şuab'ul-İman
8) Adı Atâ b. Müslim, künyesi Ebû Eyyub'dur. H. 135'de vefat etmiştir.
9) İbn Ebi Dünya
10) İbn Ebî Dünya
11) Hars b. Ebî Usame
12) Taberânî, Beyhâkî
13) İbn EM Dünya
14) İbn Ebî Dünya
15) İbn Mâce
16) Ma'kel'in oğludur.
17) Tam adı Eş'as b. Abdülmelik el-Hamrânî'dir.
18) Adi/ Safiyye binti Şeybe'dir. Tâbiîndendir.