Evet Allah Dostları çilehanelerde, açlık, meşakketlerle, yeraltındaki çilehanelerde kabri, ölümü, ahireti düşünerek nefislerini terbiye etme yöntemi uygulamışlar.
ÇİLE: Izdırap veren hal, zahmet, meşakkat, eziyet. Dervişlerin tasavvufta, ahlâkın tezkiyesi ve vicdanın tasfiyesi için kırk gün kırk gece ibadet ederek nefsi terbiye etme işi. Çile, tarikata girenin, hata sonucu olsun, olmasın ahlâkının güzelleşmesi ve gönlünün cilâlanması için, tekkelerde konulmuş olan bir çeşit uygulamadır. Gereğine göre üç, kırk, bin bir gün devam edeni vardır. Çile çekilen yere çilehâne adı verilir. Kelimenin lügat manası ise; kırk gün kırk gece temiz ve kimsenin gelip de insanı rahatsız etmeyeceği bir yere çekilip ibadet etmektir. HALVET: Arapça bir kelime olan halvet, tenha, tenhaya çekilme, yalnızlık ve yalnız kalma anlamlarına gelir. Tasavvufî bir ıstılah olarak halvet, Hak ile gizli konuşmak şeklinde tanımlanabilir. Sofiyyede halvet ise, şeyhin emir ve tensibi ile müridin karanlık ve dar bir hücreye çekilip ibâdet, riyazet, murakabe, zikir ve fikirle vakit geçirmesi yerinde kullanılan bir tabirdir. Bununla birlikte tekkelerde halvet, genellikle kırk gün sürdüğü için buna "erbain çıkarmak" da denir.
Çilehane nedir, nasıl yapılır?
Somuncu Babanın çilehanesi/fırını/evi - Bursa
Eşrefoğlu Süleyman Bey Camisi'nde "Çilehane"
Merkez Efendi Çilehanesi Çilehanenin, Merkez Efendi zamanında erbain çıkarmak için kullanıldığı söyleniyor.
Zemini avludan yedi metre kadar aşağıda olan çilehaneye türbenin hemen arkasından on beş - yirmi basamaklı bir merdivenle iniliyor. Burası otuz metrekarelik bir kuyu üzerine oturtulmuş küçük bir kapısı ve penceresi dışında hiçbir donanımı olmayan bir barakadır esasen. Bununla diğer çilehanelere nazaran epeyce de ferahtır. Barakayı kırmızı balıkların yüzdüğü havuz çevresini dolanan dar bir yol kuşatır. Havuzdaki suyun ayazma (Hıristiyanların inanışına göre kutsal kabul edilen şifalı su) olduğuna inanılıyor. Genelde bir tekkede olması gereken mutfak, taamhane yani yemekhane, derviş hücreleri, selamlık ve hünkar köşkü gibi müştemilata ait herhangi bir ize burada rastlanmıyor. Bugün avlu içerisinde kalan tekke haziresi büyük mezarlıkla birleşmiş durumda. Bu hazirede birçok meşhur simanın da mezarı yer alıyor. Bunların başında Şeyh Kenan Rıfai ve onun ardıllarından olan meşhur yazar Samiha Ayverdi, kardeşi mimar ve sanat tarihçisi Ekrem Hakkı Ayverdi geliyor.
Tekke ve zaviyelerin 1925 senesinde kapatılmasını izleyen dönemde camitevhidhanesi, sadece cami olarak kullanılmaya devam etmiş olan tekke, 1965 senesinde bir onarım daha geçirmiştir.Bu günkü görünümünü ise son yıllarda bir kez daha yapılan restorasyon çalışmaları neticesinde kazanmıştır.
HACI BAYRAM-I VELİ CAMİİ ÇİLEHANESİ
Bayramilik’te manevi olgunluğu elde etmek üzere kırk gün süre ile insanlardan ayrılıp küçük bir çile odasında kalıp Allah’ı düşünmek, O’na ibadet etmek,O’nun isimlerini anmak, susmak, az yemek az içmek gibi uygulamalar büyük önem arzeder.Burda amaç zihnin Allah düşüncesi üzerinde yoğunlaşma yeteneği elde etmesidir.Bu uygulamanın temelinde Peygamber Efendimizin (SAV) peygamberlik gelmeden önce Hira mağarasında bir süre insanlardan uzak kalması, yine O’nun Ramazan ayının son on gününde itikafa çekilmesi vardır.
Hacı Bayram-ı Veli Camii ‘nin alt katında bu amaçla inşa edilmiş bir çilehane mevcuttur.Aşağıda çilehaneye ait kroki çizimi verilmiştir.
Mevlana Şems' e hayran
Yunustaki aşka kurban
Hacı Bayram Dede yandı buldu irfan
Maksudum sensin Allah
Konyalı Genç Osman Dede
RABITA-İ MEVT


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder